Simurg Kuşu Efsanesi

Simurg Kuşu Efsanesi

Simurg'un Hikayesi

Rivayet olunur ki kuşların hükümdarı olan ve Kaf Dağı’nda yaşayan Simurg, Bilgi Ağacı’nın dallarında yaşar ve her şeyi bilirmiş. Kuşlar Simurg’a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürlermiş. Ama içlerinden onu gören olmamış. Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umudu kesmişler. Simurg’un yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı’nın tepesindeymiş. Bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg’un kanadından bir tüy bulmuş. Onun var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg’un huzuruna gidip, yolunda gitmeyen şeyler için yardım istemeye karar vermişler.

Kuşlar, Hüdhüd’ün öncülüğünde göğe doğru uçmaya başlamışlar. “Ancak yol uzun, menzil de epey uzakmış.”

Önce “Talep Vadisi”ne girmişler önlerine sayısız zorluk çıkmış ama kuşlar tüm zorluklara rağmen Simurg’a ulaşmak istiyormuş, bu yüzden yola devam etmişler…

Sonra önlerinde “Aşk Vadisi” belirmiş. Kuşlar neyi var neyi yoksa bu vadide vermiş, yakıp kül etmiş.

İsteği ve sebatı az olanlar, dünyevi şeylere takılanlar yolda birer birer dökülmüşler.

Ardından önlerine uçsuz bucaksız “Marifet Vadisi” serilmiş. Bu vadideki yol hem çok uzunmuş hem de türlü türlüymüş. Her kuş kendi kanadına göre yol alıyormuş.

“Kuşkusuz herkesin yolculuğu başka olduğundan hiçbir kuşun uçuşu aynı değilmiş.”

“Herkes kendi olgunluğuna göre görüş sahibi oluyormuş ve hakikatte yerini buluyormuş.”

Marifet Vadisi’nin ardından “İstiğna/ Gönül Tokluğu Vadisi’ne düşmüş yolları. Durmadan beklemeden devamlı uçmaları gerekiyormuş. Bu zamana kadar aştıkları vadileri ve varacakları yeri düşünmeden uçmaya devam etmeleri gerekliymiş.

Bu vadiye gelene kadar kuşların kimisi ‘Aşk Denizi’ne’ dalmış, kimisi ‘Marifet Vadisi’nde’ kopmuş sürüden. Kimi hırslanıp düşmüş ovaya, kimi kıskanıp batmış göle.

Önce Bülbül geri dönmüş, güle olan aşkını hatırlayıp; Papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş (oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış); Kartal yükseklerdeki krallığını bırakamamış; Baykuş yıkıntılarını; Balıkçıl kuşu bataklığını özlemiş…

Ardından “Birlik Vadisi”ne ulaşmışlar. Yola devam eden kuşlar, bu vadiden geçerken olumsuz özelliklerinden arınmış, benliklerinden sıyrılmış.

Kuşlar tam Simurg’a ulaştıklarını zannettikleri sırada “Hayret Vadisi”ne gelmişler. Bu vadide hep bir üzüntüyle karşılaşmışlar. Bir ara hayrete düşüp yollarını yitirmişler.

“Ben ne yapayım?” demeyi bırak bu zamana kadar bunu söyleyip durdun bundan sonra söyleme demiş Hüdhüd diğer yolcu kuşlara.

Yorulanlar ve vazgeçenler olmuş ama bir kısmı Hüdhüd’ü dinleyip yola devam etmeyi seçmiş.

Tam kayboldum zannettikleri sırada “Fena Vadisi”nde bulmuşlar kendilerini. Hiçbir şeyleri kalmamış, hepsini geride bırakmışlar artık. İyiyi ve kötüyü eritmişler yüreklerinde.

Ümitlerini yitirdikleri an nihayet Simurg’un bulunduğu yere ulaşmışlar. Fakat geriye sadece otuz kuş kalmış. Simurg’un evinin yansımasında kendilerini görmüşler. Anlamışlar ki, arayıp durdukları, bunca yol geldikleri Simurg, kendileriymiş ve gerçek yolculuk kendine yapılan yolculukmuş.

“Simurg, yolun çilesine katlananların yolun sonunda gördükleri aynadır.”

Bizim de niyetimiz, gerçek kendilik yolculuğunda kendini bilmek isteyenlere bir ayna olabilmek ve bu yolculuğa tanıklık etmektir.

Neticede “her yol kişiye varır, kişinin kendisine.”

Batı Mah. Burhan Toprak Cad. Batı Apt. No:4 Daire:1 Pendik/İSTANBUL
+90 (555) 877 76 27

© 2024 SİMURG PSİKOLOJİ, Tüm Hakları Saklıdır.